Nilay Örnek
- Dance of Perfume

- 24 Tem
- 4 dakikada okunur
Güncelleme tarihi: 11 Ağu

Tema: Mutlu, vintage ya da dokunaklı şarkılar
Alt janralar: Alternative Dance, Chamber Pop, Art Pop, Lilith, Dance Rock, Dream Pop, Disco, Shoegaze, Indie Rock vb.
Sevgili Nilay,
Bazı insanlar vardır; ürettikleri şeyler birikmez, geri döner. Bilgiye ulaşmanın değil, bilgiyi paylaşmanın kıymetini hatırlatırlar. Bazı cümleler vardır, onları okur okumaz içimizde bir şey yeniden kurulur. Senin sesin, bu seslerden biri. Hem tanıdık hem taze. Hem içimizden biri hem kendine özgü. Sana bu mektubu, sadece teşekkür etmek için değil — sana çok şey borçlu olduğumuzu hatırlatmak için yazıyorum.
Çünkü sen anlatırken, sadece bilgi vermiyorsun; bizi hatırlatıyorsun. "Nasıl Olunur?" bir podcast değil artık, bir iç yolculuk. Sen anlatırken, yalnızca bir ses duymuyoruz. Bir şehri duyuyoruz, bir insanın içini, bir rüzgarın dönüşünü, bazen martıların çığlıklarını. Sadece insan sesleri değil; hayatın tonlamalarını yakalıyorsun. Ama rehberin sesi hep yavaş, dikkatli ve dürüstçe akıyor: senin sesin. Bu ses, reklam arası gibi gürültüsüz, algoritma gibi telaşsız. Kendi ritminde. Dinleyeni dönüştürmeden önce dinleyen bir ritim.
Seni tanıtırken sesinin kıymetini, sokakla kurduğun ilişkiyi, bilgiyle ve dünyayla kurduğun bağı anlatmaya çalışıyorum. Kolay değil. Çünkü senin etkini ölçmek zor. Kim bilir kaç kişi senin bir sorunda kendi cevabını buldu? Kim bilir kaç içerik üreticisi "samimiyet hâlâ mümkün mü?" diye düşünürken senin podcastini dinledi? Ve kim bilir kaç kişi, senin cümlelerinde kendine yer açtı?
Sen sadece bir anlatıcı değilsin, bir eşlikçisin. Şu an bile, seni anlatmaya çalışırken kendi içime dönüyorum. Dinleyicini “takipçi” olarak görmüyor, onunla birlikte yürüyorsun. Sessizliği bile üretimin bir parçası olarak kullanıyorsun; bazı konuklar konuşurken o sessizlikteki sabır, bazı cevaplarda içten gelen bir kahkaha… hepsi anlatının dokusu.
Sana kolektif bir teşekkür bırakmaya çalışıyoruz. Playlistler, yazılar, paylaşımlar… Ama bunların hepsinin merkezinde bir cümle var: "İyi ki varsın." Üstelik sadece ürettiğin için değil, ürettiğini bizimle paylaştığın için. Çünkü paylaşmak cesaret ister. Duyguyu açmak, bilgiyi sadeleştirmek, sesi çoğaltmak… Bunları yaptıkça, kendi kendimize de biraz daha yaklaşıyoruz.
Senin podcastlerinin bir başka güzelliği de şu: yalnızken bile, dinleyici yalnız hissetmiyor. Çünkü senin sesin eşlik eden bir ses. Öğreten değil, yanında yürüyen. Sessizlikte bile anlam kuran. Konuklarına alan açarken, dinleyiciye de yer bırakıyorsun.
Bu mektup, o yerden yazılıyor. Senin açtığın bu yerden. Bazen seninle konuşur gibi, bazen seni sessizce dinler gibi. Anlatının merkezine sesini değil, insanı koyduğun için teşekkür ediyoruz. Kim olduğunla değil, nasıl olduğunla iz bıraktığın için. Gülümseten sorular, kendine özgü duruş, ve o mütevazı merak…
Çünkü dünyadaki güzellikler, senin gibi ruhlara ihtiyaç duyuyor. Senin gibi anlatılara. Sözü yükseltmeden etkileyenlere. Samimiyeti kırmadan mesafeyi koruyanlara. Teşekkürler Nilay. Seninle birlikte “olmak”, sadece bir fiil değil artık —bir umut.
İçtenlikle,
Ediz (ve onunla birlikte teşekkür eden herkes)
Sıkça Sorulan Sorular
Hazırlanan playlistlerden ilgili kişilerin haberi var mı?
Biz henüz söylemedik. Ama belki bir gün, sabah kahvesini yudumlarken Spotify’ı açar ve karşılarına çıkan listeyi görünce durup kalırlar. Beklenmedik anlarda karşılaşmak, onun etkisini daha anlamlı kılıyor. Playlist'ler duyurulmaz, rastlanır. Ve rastlanan şeyler, çoğu zaman en kalıcı izleri bırakır. Bu projenin özünde sürpriz etkisi var.
Bu projeden maddi bir kazancınız var mı?
Hayır, projenin herhangi bir ticari amacı yok. Alan adı, e-posta hizmeti gibi temel giderler kurucu ekip tarafından kişisel kaynaklarla karşılanıyor. “Teşekkürler Playlistleri” tamamen gönüllülük esasıyla yürütülen, kolektif hafızaya katkı sunmayı amaçlayan bağımsız bir projedir. Amacımız para kazanmak ya da popülerlik sağlamak değil; kültürel bağlar kurmak, entelektüel bir iz bırakmak ve dinleyene bir “teşekkür” fısıldamak.
Playlistler nasıl hazırlanıyor? Bir seçim kriteri var mı?
Playlist’ler, bir kişilik manifestosu gibi düşünülür: Her playlist, o kişinin yaşam yolculuğu, üretimleri, kültürel etkisi ve ruh hâline dair sezgisel bir okuma ile oluşturuluyor. Müzikler yalnızca onlar hakkında değil, onların evreninde yankı bulsun diye seçilir.
Playlistler ne zaman güncelleniyor?
Playlist’ler sürekli güncelleniyor. Bu yüzden onlar da zaman geçtikçe değişiyorlar – tıpkı duygular gibi. Biz de bazen “bunu kim ekledi yahu?” deyip kendi parçamızı siliyoruz. Yeni müzikler eklendikçe bazı parçalar çıkarılabilir; bu süreç, playlist’in tematik uyumunu korumaya yöneliktir. Bazen bir güncelleme, tüm listeye yeni bir bağlam kazandırır. Bu sürecin merkezinde “gelişigüzel anlar” değil, "anlamın derinleşmesi" vardır.
Neden “teşekkür” ediliyor? Bu playlistlerin arkasındaki motivasyon ne?
Bu projede her playlist, bir teşekkür mektubu gibi kurgulanıyor. Üretimleriyle ruhumuza dokunan, kolektif hafızada yer etmiş kişilere sessizce “senin farkındayız” demenin bir yolu. Müzikler, sadece dinlemek için değil; teşekkür etmek, hatırlamak ve iz bırakmak için seçiliyor.
Sitede sadece belli kişilere mi playlist yapılıyor?
Odak noktamız, toplumsal ve kültürel etkisi olan figürler. Ama bu, bir “ünlüler listesi” değil. Bu bir podcast de olabilir, bir heykeltıraş, bir kitap, bir şekilde size veya bize katkısı bulunmuş, iz bırakmış isimler. Herkes playlist ile onurlandırılabilir. Bu proje, şöhretin değil, katkının peşinden gider.
Playlistlerdeki müzikleri kim seçiyor?
Müzikler, yaratıcı ekip tarafından özenle seçiliyor. Kimi zaman bireyin üretim pratiğiyle uyumlu temalar, kimi zaman onun ruh hâline dokunan şarkılar tercih ediliyor. Seçim süreci sezgisel ve bağlamsal bir okuma içeriyor — şarkılar adeta o kişinin “ritmi”ne kulak veriyor. Kısaca bizde oluşturduğu "vibe"a bakıyoruz. Belirli bir algoritma değil, insani sezgi ve kültürel birikim, playlist'lerin temelini oluşturuyor.
Bu playlistleri dinleyenlerden geri dönüş alıyor musunuz?
Evet, kimi zaman playlist'ler paylaşıldıktan sonra insanlar yorumlarıyla katkı sağlıyor — yeni öneriler sunuyor, kendi hafızalarından parçalar ekliyorlar. Bu geri dönüşler projeyi tek yönlü olmaktan çıkarıp kolektif bir arşiv yapısına dönüştürüyor. Playlist’ler sadece "hazırlanan" değil, birlikte büyüyen ve yaşayan arşivler haline geliyor.






