Podcast | Nereden Başlasam?
- Dance of Perfume

- 2 Ağu
- 3 dakikada okunur
Güncelleme tarihi: 11 Ağu

Tema: 60s, 70s, 80s, 90s
Alt janralar: Psychedelic Blues Rock, Progressive Rock, Roadtrip songs etc.
Bilgi her yerdeydi ama kimse “Nereden başlasam?” dememişti. Sonra bir gün, kulaklığımızdan Mirgün Cabas ve Can Kozanoğlu’nun sesi geçti. Öylece kalmadı; anlatmaya başladılar. Ama öyle profesör gibi değil —meraklı birer arkadaş gibi.
“Nereden Başlasam?” sadece bir podcast değil; bilginin insanla yakınlaştığı bir anlatı biçimi. Her bölüm, gündelik hayatın kıyısından bir fikir yakalıyor ve onu hem tarihsel hem kültürel bir bağlama oturtuyor. Mozart’ın politikliği, çikolatanın kimyasal hazzı, linç kültürünün psikolojisi… Bilgi, burada soğuk bir kavram değil —ısıtılmış, servis edilmiş, afiyetle dinlenebilir bir formda.

Kimi zaman bir şefin sesi giriyor yayına; bazen bir akademisyen kendi alanının çorak gibi görünen topraklarını yemyeşil anlatıyor. Podcastin güçlü tarafı da tam burada: karmaşık konular, samimi bir dille ve popüler kültürün ritmiyle anlatılıyor. Yani “posthümanizm”i ilk defa duyduğunda korkmuyorsun, çünkü bölüm sonunda bir TEDx konuşmasına dönmeyecek —sadece seni düşündürüp bir kitap tavsiyesiyle uğurlayacak. Bekleme odasında vakit geçsin diye “öylesine” karıştırdığın bir dergi gibi başlıyor dinleme… Ama sonra seni sürükleyici bir sohbetin ortasına bırakıyor — öyle ki çıkmak istemiyorsun.
Bu yönüyle “Nereden Başlasam?” Türkiye’deki podcast evrenine şunu fısıldıyor: "Biz sizinle yarışmıyoruz."

Çünkü bu işin sadece bilgilendirme değil, hissettirme tarafı da var. Onlar için Ekşi Sözlük'te yer alan "Netflix belgeseli gibi ama daha içten" yorumları, dinleyiciyle kurduğu gerçek bağı tarif ediyor. Mirgün ve Can, X kuşağı temsilcileri. Onları “decade” şarkılarla selamlamak da bize yakışır dedik. Ama “60’lardan 2000’lere her şeyi koyalım” dedik mi? Hayır. Bu liste, sadece dönem ruhunu gerçekten içimize işleyen şarkılarla oluşmalıydı.
Şöyle düşünün: sessiz sakin bir yaz akşamı yola çıkıyoruz… Araba, dolunay altında ilerliyor. Camlar açık. Playlist’te bir Blondie, bir MFÖ, belki bir Talking Heads. Kulaklarımızın pası siliniyor. Eskilerin "ruhu" sanki bir bir o arabanın içinde yeniden can buluyor. Tüm liste, bir “yol arkadaşlığı” duygusu taşımalı. Öyle rastgele değil; hisle seçilmiş, geçmişle geleceği aynı potada eritmiş şarkılar olmalı. Tıpkı Retrowave türü gibi, bizi geçmişle gelecek arasında aynı anda bırakmalı.

Belki bir gün... Mirgün ile Can, listeden bir parçaya denk gelir… bir “vay be” çekerler sessizce. Ardından o tatlı soru gelir:
“Nereden Başlasam?" sorusuna bir cevap bulduk belki ama... “Nerede bırakacağım?” sorusuyla çaresizce bakışıyoruz.
Açıkçası biz de bu sorunun cevabını bilmiyoruz... Zira, playlist'in final şarkısı öyle bir durakta çalmalı ki, kimse arabayı sağa çekmek istemesin. Biz başlarken öyle bir süreç hayal ettik.
Sıkça Sorulan Sorular
Hazırlanan playlistlerden ilgili kişilerin haberi var mı?
Biz henüz söylemedik. Ama belki bir gün, sabah kahvesini yudumlarken Spotify’ı açar ve karşılarına çıkan listeyi görünce durup kalırlar. Beklenmedik anlarda karşılaşmak, onun etkisini daha anlamlı kılıyor. Playlist'ler duyurulmaz, rastlanır. Ve rastlanan şeyler, çoğu zaman en kalıcı izleri bırakır. Bu projenin özünde sürpriz etkisi var.
Bu projeden maddi bir kazancınız var mı?
Hayır, projenin herhangi bir ticari amacı yok. Alan adı, e-posta hizmeti gibi temel giderler kurucu ekip tarafından kişisel kaynaklarla karşılanıyor. “Teşekkürler Playlistleri” tamamen gönüllülük esasıyla yürütülen, kolektif hafızaya katkı sunmayı amaçlayan bağımsız bir projedir. Amacımız para kazanmak ya da popülerlik sağlamak değil; kültürel bağlar kurmak, entelektüel bir iz bırakmak ve dinleyene bir “teşekkür” fısıldamak.
Playlistler nasıl hazırlanıyor? Bir seçim kriteri var mı?
Playlist’ler, bir kişilik manifestosu gibi düşünülür: Her playlist, o kişinin yaşam yolculuğu, üretimleri, kültürel etkisi ve ruh hâline dair sezgisel bir okuma ile oluşturuluyor. Müzikler yalnızca onlar hakkında değil, onların evreninde yankı bulsun diye seçilir.
Playlistler ne zaman güncelleniyor?
Playlist’ler sürekli güncelleniyor. Bu yüzden onlar da zaman geçtikçe değişiyorlar – tıpkı duygular gibi. Biz de bazen “bunu kim ekledi yahu?” deyip kendi parçamızı siliyoruz. Yeni müzikler eklendikçe bazı parçalar çıkarılabilir; bu süreç, playlist’in tematik uyumunu korumaya yöneliktir. Bazen bir güncelleme, tüm listeye yeni bir bağlam kazandırır. Bu sürecin merkezinde “gelişigüzel anlar” değil, "anlamın derinleşmesi" vardır.
Neden “teşekkür” ediliyor? Bu playlistlerin arkasındaki motivasyon ne?
Bu projede her playlist, bir teşekkür mektubu gibi kurgulanıyor. Üretimleriyle ruhumuza dokunan, kolektif hafızada yer etmiş kişilere sessizce “senin farkındayız” demenin bir yolu. Müzikler, sadece dinlemek için değil; teşekkür etmek, hatırlamak ve iz bırakmak için seçiliyor.
Sitede sadece belli kişilere mi playlist yapılıyor?
Odak noktamız, toplumsal ve kültürel etkisi olan figürler. Ama bu, bir “ünlüler listesi” değil. Bu bir podcast de olabilir, bir heykeltıraş, bir kitap, bir şekilde size veya bize katkısı bulunmuş, iz bırakmış isimler. Herkes playlist ile onurlandırılabilir. Bu proje, şöhretin değil, katkının peşinden gider.
Playlistlerdeki müzikleri kim seçiyor?
Müzikler, yaratıcı ekip tarafından özenle seçiliyor. Kimi zaman bireyin üretim pratiğiyle uyumlu temalar, kimi zaman onun ruh hâline dokunan şarkılar tercih ediliyor. Seçim süreci sezgisel ve bağlamsal bir okuma içeriyor — şarkılar adeta o kişinin “ritmi”ne kulak veriyor. Kısaca bizde oluşturduğu "vibe"a bakıyoruz. Belirli bir algoritma değil, insani sezgi ve kültürel birikim, playlist'lerin temelini oluşturuyor.
Bu playlistleri dinleyenlerden geri dönüş alıyor musunuz?
Evet, kimi zaman playlistler paylaşıldıktan sonra insanlar yorumlarıyla katkı sağlıyor — yeni öneriler sunuyor, kendi hafızalarından parçalar ekliyorlar. Bu geri dönüşler projeyi tek yönlü olmaktan çıkarıp kolektif bir arşiv yapısına dönüştürüyor. Playlist’ler sadece "hazırlanan" değil, birlikte büyüyen ve yaşayan arşivler haline geliyor.






