Tanışalım

Parfümün Dansı, adından da anlaşıldığı üzere, Tom Robbins'in yazdığı büyüleyici kitaplardan biri ve 2017 yılından bu yana YouTube'da faaliyet gösteren bir müzik kanalının takma adı. Ancak detaylara, merakınızı gıdıklayan "concorde sendromuyla" başlayalım. Concorde sendromu, çokça emek harcanmış bir işten, kişiye zarar vermeye başlamasına rağmen, o verilen emek uğruna vazgeçilememesi durumunu tanımlayan bir sendrom. Bu sendrom hobilere devam etme, planlardan vazgeçememe, ilişkileri sonlandıramama gibi pek çok durumda fark edilir. Bunun kendi özelimizdeki karşılığı ise, müziği ve paylaşımı bırakamamak elbette. Albert Einstein'ın “Doğru olan her zaman popüler değildir ve popüler olan her zaman doğru değildir” mottosuyla yola çıkan Dance of Perfume, yıllar boyunca modern ve özgün sanatın öncülüğünü yaptı ve müzik ekseninde kendine özgü çizgisiyle müzikseverlerle buluştu. Ne var ki tek şanssızlığı, benzer yıllarda yayın hayatına başlayan diğer kanallar gibi ön plana çıkamamak oldu. Doğru müziğin güçlü bir etkiye sahip olduğuna inandı ve dünyanın asla unutamayacağı müzikal yetenekleri sergilemek için işlerini bu temel üzerine inşa etti. Müziğe en çok yatırım yaptığı 2017-2022 yılları arasında Spotify'da her hafta 1,500 şarkı keşfederek dünyanın duymadığı isimleri gün yüzüne çıkardı. Glenn Mcdonals'ın mimarlığını yaptığı listelerin (The Sound of ....) esrarengiz ve multi-disipliner öğrencisi oldu. Bu listelerin "Edge" kısmındaki kıymetli taşları buldu, everynoise.com'un labirentlerinde kayboldu.

Ama bir sorun vardı: İnsanların pek çoğu, tıpkı Nietzsche'nin yakındığı gibi, sunulan bu müzikâl çeşitliliğe hazır değildi. Dance of Perfume, David Dean Burkhart, The Worst Taste ya da Worldhaspostrock gibi tanınmış isimlerin aksine, kendini yalnızca birkaç tür ile sınırlamadı – ancak izleyiciler, onun bu sınırsız merakına, derinlik arzusuna ve içsel yolculuğuna ayak uyduramadı. Peki ya şimdi?... Dance of Perfume, 2,700'ü aşkın sanatçıyı barındıran kişisel kütüphanesiyle, bu birikimi thanksto.co ve teşekkürler çalma listelerine taşıyor. Elbette bunu yaparken, sizden de yardım alarak, en büyük zenginliğin kolektif bir perspektiften doğan yaratıcı ve ortak playlistler olduğunu da biliyor. Onun her sanatçıdan en iyiyi alma becerisi, sizin cömert jestlerinizle birleşiyor: Entelektüel figürler için hazırlanan çalma listeleri, yalnızca kişiselleştirilmiş bir müzik değil; aynı zamanda spiritüel bir uzam! Her seçim, ilgi alanlarından fenomenolojiye uzanan bir keşif listesi, bir armağan...

Ya da Özlem Güsar'a göre: Entelektüel bir miras.¹ Topluma mal olmuş isimlerin müziksel karşılığını yaratmak ve onlara hiç umulmadık bir şekilde, sanal ortamda, hayal edilmemiş bir tavırla teşekkür etmek... Birilerine teşekkür etmek hiç bu kadar keyifli hâle gelmemişti.

Eksik hissettiğiniz bir parça mı var? Belki de otostopçunun galaksi rehberi – veya mp3'ü – tek bir odanın içinde değildir ve onu zenginleştirmek, dolaşıma sokmak sizin elinizdedir... Konsept Nasıl İşliyor? • Her playlist karakteristik ve ayrı bir temaya sahiptir. • Önerilen müzikler, birebir aynı janra içinden olmasa bile, konsepte yakın parçalar olmalı ve playlist ambiyansını desteklemelidir. • Ağırlığı caz üzerine kurulu bir playliste rock müzikler eklenmez. Fakat yakın türlerden "jazz fusion rock" içeriyorsa dahil edilebilir. Tek şart, ambiyansı ile uyumlu olmasıdır. • Çok popüler ve kült sanatçılar, herkesin bildiği şeyler eklenmez. (Ör: Pink Floyd) 1. Podcast, Özlem Güsar

ARAMIZA KATIL